Derler ki; İnsan Vav şeklinde doğar, doğrulunca kendini Elif sanar. Aslında hayatı boyunca hep iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölür.
Kul olmanın anlamı Vav’dadır. Elif kainatın anahtarı, Vav kainatın kendisidir. Vav gibi mütevazı olmamız gerekir. Vav Harfi birliği simgeler. Vav ilehi aşkın sembolüdür…
Vav’la ilgili küçük bir hikaye:
Hafız Osman Vav’ı
Osmanlı Devleti’nin en büyük hat sanatı ustalarından biri olan Hafız Osman emekli olduktan sonra o devrin en sakin semtlerinden biri olan Üsküdar’a yerleşir. Fırtınalı bir günde Beşiktaş’a geçmek üzere sahilden bir kayığa biner. Beşiktaş’a yaklaştıklarında kayıkçı ücretini ister, fakat Hafız Osman, yanına para almayı unuttuğunu fark eder. Tabii artık çok geçtir. Bir çare gelir aklına.
Kayıkçıya “Efendi, yanımda param yok, ben sana bir ‘Vav’ yazayım; bunu sahaflara götür, karşılığını alırsın.” der. Kayıkçı, (adamı kayıktan atacak hali yok ya) yüzünü ekşitip söylene söylene mecbur kağıdı alır. Bir zaman sonra kayıkçının yolu sahaflara düşer. Cebindeki yazıyı hatırlar ve bir satıcıya götürür. Yazıyı eline alır almaz yüzü aydınlanan satıcı “Hafız Osman Vav’ı” diyerek açık artırmayla satışa çıkarır. Yazı çok ama çok iyi bir fiyata satılır. Öyle ki, kayıkçı bir haftalık kazancından daha fazlasını kazanmıştır.
Yine bir gün Hafız Osman karşıya geçmek istediğinde yine aynı kayıkçıyla karşılaşır. Yol bitmek üzereyken ücretler toplanır. Hafız Osman da parayı kayıkçıya uzatır. Kayıkçı, “Efendi, para istemez; sen bir ‘Vav’ yaz yeter.” der. Hafız Osman, tebessüm ederek cevap verir kayıkçıya: “Efendi, o Vav her zaman yazılmaz. Sen dua et başka bir gün para kesemi yine evde unutayım.”
Siz de fikrinizi belirtin