Nerede Yemeli?
Modern kültürlerde, yemek yeme sürecine, ortamına ve hatta yemeğin kim ile beraber yenildiğine çok az dikkat edilir. Yogik beslenmede bütün bunlar çok önemlidir.
Yogi yemek yediğinde, o bunu sessiz, titiz bir davranışla yapar ki, yemek sağlık ve ruhsal gelişimi için kendisine hizmet etsin.
Daha önce belirtilmiş olduğu üzere yemeğin hazırlanışı yogi açısından son derece önemlidir. İdeal bir çevrede kişi kendi yemeğini kendi pişirmelidir, böylece zihinsel bir meditasyon da yapmış olur. Zihnini yemek pişirme sürecinde yüksek düşüncelerle doldurabilir.
Bu şekilde yogi yemeğinin temiz, olumsuzluktan uzak, yüksek düşüncelerle yüklenmiş bir yemek olduğundan emin olur.
Öğünden Önce
Yemeden önce besin için şükredilerek özel bir dua ya da mantra okunur.
Sizde ailenizde ya da kendi inancınızda yiyeceklerin kutsandığı ya da şükranların sunulduğu yogik geleneklere benzer bir geleneğe sahip olabilirsiniz. Eğer yoksa basit bir şekilde içinizden ya da yüksek sesle birkaç dakikalığına yiyeceklerinizin nereden geldiğini düşünebilir ve doğaya (Tanrıya, ilahi güç vb.) size bu besinleri sağladığı için teşekkürlerinizi sunabilirsiniz.
Bu ritüel zihni hazırlar ve yeme sürecini sadece fiziksel açlığı gidermenin ötesinde adanmış ve kutsal bir olay haline getirir. Aynı şekilde kişi yemeğini bitirdikten sonra da şükran ve teşekkürlerini sunmalıdır.
Yemeğinizi Yemek
Yiyecekler zihnimizi vererek, neşe ve takdir duygularıyla tüketilmelidir.
Bir yogi yemeğini dikkatle yavaşça dişleriyle ezerek, neredeyse yutulmasına gerek kalmayacak şekilde çiğnemeye dikkat eder.
Bu günümüzde pek çok insanın yeme şekliyle bir tezat içerisindedir, çünkü yemek dişlere ve dile değmeden önce acele ile yutulup mideye indirilir ve yeni bir çatal doldurulur..! Bu yanlış yeme şekli modern kültürün en büyük hastalıklarından birine, aşırı yemek yemeye sebep olmaktadır.
Mide yeterli miktarda besini, bedenin gıdasal ihtiyaçlarını karşılamak üzere kaydedene kadar, aşırı miktarda yemekle dolmuş olur. Pek çok insan bunun etkilerini tıka basa dolduktan 10 ila 15 dakika sonra farketmektedir.
Kişi yavaş çiğneyip yavaş yerse, beyine artık aç olmadığı ve yeterli miktarda gıdanın tüketildiği mesajını verir.
Yoganın tüm diğer alanlarında olduğu gibi yogik beslenme şekli de, esenliği ve sağlıklı bir yaşam şeklini, ayrıca alışkanlıklarımızda yapmamız gereken değişiklikleri öğretir. Obezitenin kayda değer bir kısmı aşırı yemek yemekten kaynaklanır ve eğer insanlar yavaşlamayı ve yemeklerini çiğnemeyi öğrenirlerse bu durum önlenebilir.
Yemek Yeme Deneyimi
Tüm yukarıda belirtilen yiyecek ve yeme alışkanlıkları ile ilgili hususlar tek bir yogik beslenme kavramı etrafında döner… besinlerimize ‘Tanrı’nın bir lütfü ve kutsanmış olarak yaklaşarak yemek.
Bu şekilde bir yogi yemeğe, sakin bir çevrede, sakin bir zihin ile katılır. Yemeğini tek başına, barışçıl, doğal bir çevrede yapabileceği gibi, aynı bakış açısına sahip, beslenmeye kendisi gibi yaklaşan kişilerin eşlik etmesiyle de yiyebilir.
Tüm bunlar, günümüzde pek çok insanın yemek yeme alışkanlığından son derece farklı. Yemek yediğimiz ortam genellikle gürültülü ve aktivitelerle dolu. Aslında yemek, sosyal hayatımızın odak noktası olmuş durumda.
Ailemizle birlikte paylaştığımız yemek masası bile, sohbet, politik tartışmalar ve animasyonlarla dolu bir yer haline geldi. Televizyon, arka planda yüksek müzik, kahkahalar, alkol ve zararlı tatlılar -ki bunlar uygunsuz gıdalar kategorisinde yer alırlar- eşliğinde gerçekleştirilen bir yeme deneyimi, gerek fiziksel, gerek ruhsal olarak her seviyede beslenme eksikliğine ve hazımsızlığa sebep olmaktadır.
Bu durumların hiçbiri, yogik beslenme ve yoga ilkeleri ile örtüşmez.