Vücudumuz bizleri şaşırtacak derecede mükemmel bir işleyiş sistemine sahiptir. Sinir sistemi, iskelet sistemi, dolaşım sistemi, endokrin sistem, kas sistemi, sindirim sistemi, solunum sistemi ve lenfatik sistem gibi birçok sistemin kusursuz bir bileşimi ve uyumu ile yaşamımızı sürdürmekteyiz. Bir orkestra gibi ahenk içerisinde sessiz sedasız çalışıyorlar. Onlar bu uyumla bize çok iyi bakarken biz onlara gerekli özeni gösterebiliyor muyuz?
Hele bir de şehir hayatı yaşıyorsanız; endüstriyel kimyasallar, elektromanyetik kirlenme, tarımda kullanılan zehirli maddeler, ağır metaller, bilinçsizce kullanılan kimyasal ilaçların (sigara alkol, kafeini saymıyorum bile) olumsuz etkileri de üstüne gelince sağlığımızı korumak pek kolay olmuyor.
Üstüne yıllar da su gibi aktıkça vücudumuz yavaş yavaş yıpranmaya, işlevselliğini normal olarak kaybetmeye başlıyor. Ancak biz, sahip olduğumuz bu sistemlerden bir tanesinde problem olduğu zaman önemini anlayabiliyor ve hep olması gereken önemi yalnız bu zamanlarda gösterebiliyoruz.
Yaşantımda özen gösterdiğim konuların başında sağlık geliyor.
Genç yaşımdan beri sağlığımla ilgili özellikle sporcu olduğum zamanlarda birçok problem yaşadım ve yaşantıma dikkat ederek problemlerin üstesinden geldim. Doğru ve dengeli yaşamak ve yaşam kalitemi artırmak benim için bir hayat biçimi oldu. Bütün bu olumsuzlukların üstesinden gelmek için basit birkaç önlemin, yaşam kalitenizi arttırmada çok önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum.
Üç unsur yaşam kalitemiz için çok önemli.
Yaşamımızı devam ettirebilmek için önem sırasına göre nefes, içecek(su) ve yiyeceğe ihtiyaç duyuyoruz. Sadece 1–2 dakika “nefes”siz kalabiliyoruz, yalnız birkaç gün “su”suz kalabiliyoruz ve en uzun birkaç hafta “yiyecek”siz kalabiliyoruz.Bizim için çok önemli 3 konu. Biz ise zaman zaman bu konuların önemini unutuyoruz gibi geliyor bana.
Neden mi? Bir soru sormak istiyorum sizlere! “Günde kaç defa nefes alıyorsunuz?”
Bu soruya hemen cevap verebilen çok az insan var.
Ben söyleyeyim, günde yaklaşık 22.000 kez solunum yapıyoruz ve bu nefeslerin çoğunu köprücük kemiği solunumu denilen akciğerlerimizin en üst 3/1’lik kısmıyla sığ ve yetersiz nefesler alıyoruz. Koşarken, konuşurken ve uyurken farkında olalım ya da olmayalım hep nefes alıp veriyoruz. Sizce zaman zaman bilinçli olarak derin ve düzenli solunum yaparsak, vücudumuza yani ihtiyacı olan oksijeni daha fazla alırsak yaşam kalitemizde bir artış meydana getirebilir miyiz?
Peki, neredeyse vücudumuzun % 70’i sudan oluşuyor. İçtiğimiz su miktarını ihtiyacımıza göre ayarlayabilirsek ve suyun kalitesine dikkat edersek yaşam kalitemizde bir artış meydana getirebilir miyiz?
Ve yiyecek konusu, bu konu için çok sevdiğim bir sözü paylaşmak istiyorum.
M.Ö. 400’lerde ‘tıbbın en önemli ismi’ Hipokrat, “Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun” diyerek, yiyeceklerin önemini binlerce sene önce bildirmiş. Bizler de binlerce yıl önce keşfedilmiş beslenme konusunda midemize giren besinler için seçici geçirgen olabilirsek, yaşam kalitemizde bir artış meydana getirebilir miyiz?
Tabii ki hepsine evet… Yaşantınızdaki küçük ama önemli ayrıntılar sizlerde büyük bir farklar yaratacaktır. Yaşam kaliteniz, yaptığınız seçimlerle ve bilinçli yaşamanızla ilgili. Sağlıklı ve diri kalabilmek için hayati önem taşıyan bu konulara yaşamınızda ilk planda yer verip gerekli özeni gösterirseniz sağlığınızla ilgili olumlu değişimler yakalayabilirsiniz. Yıllarca bizi taşıyan vücudumuza bu kadarcık bir özeni borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Fiziksel bedeninizle inatlaşarak bir düşman gibi değil de, çok sevdiğiniz bir dost gibi, sevgi ile davranın, karşılığını kesinlikle alırsınız. Sağlıklı günler dileğiyle…
Sevgiler…
Mert Güler