Osho’nun Ego adlı kitabından küçük bir bölüm…
Zihin her zaman daha fazlasını ister, o bir dilencidir. Çok eski bir hikâye anlatacağım…
Bir dilenci sarayın kapısını çaldı. Şans eseri tam da kral bahçedeki sabah yürüyüşünden geliyordu. Bu yüzden kapıyı kendisi açtı. Dilenci, “Görünen o ki bu senin için şanslı bir gün” dedi.
Kral da “Benim için mi, senin için mi?” dedi. Dilenci, “Bugünün sonunda bu anlaşılacak. Ben bir dilenciyim ve senden sadece tek bir şey istiyorum. Şu dilenci tasına sahibim; istediğin herhangi bir şeyle onu doldurabilir misin?” dedi.
Dilenci biraz garip görünüyordu, gözleri mistiklerinki gibiydi; onun konuşması dilencininki gibi değil bir imparator gibiydi. Onun tüm aurası muazzam bir otoriteden oluşuyordu. Kral vezirine dilencinin tasını altın paralarla doldurmasını emretti. Böylelikle o bir kralın kapısını çaldığını hatırlayacaktı ve bunun için şanslıydı. Dilenci kahkaha attı.
Kral, “Sorun nedir?” diye sordu.
“Akşama doğru her şey anlaşılacak” dedi. Onun davranışı çok garipti ve çok çekiciydi de. O güzel bir adamdı.
Ve sonra bela geldi. Vezir tası doldurmak üzere bir torba altını getirdi, hepsi kayboldu ve tas boş kaldı. Daha çok para, daha çok para…hazinedeki tüm paralar getirildi ve hepsi kayboldu. Tüm şehir orada toplandı ve haber hemen yayıldı.
Kral “Ne olursa olsun, tüm elmasları, yakutları, zümrütleri getirin. Ama bu dilencinin tasını doldurun” dedi. Fakat her şey onun içinde kayboldu ve tas her zamanki kadar boş kaldı.
En sonunda kral her şeyi yitirdi. Akşam olmuştu. Başkentin her tarafında bütün gün boyunca çok büyük bir heyecan vardı. Kral inatçıydı fakat artık bir anlamı kalmamıştı verebilecek başka hiçbir şeyi yoktu. Dilencinin ayaklarına kapandı ve ona o tasın sırrını sordu. “Bu sihirli bir tas mı? Akşam oldu ve sen bana tekrar tekrar ‘Akşama doğru, gün batımında her şey anlaşılacak’ demiştin artık zamanı. Ve bir şekilde her şey belli oldu, ben bir dilenci tarafından yenilgiye uğratıldım. Ancak sen sıradan bir dilenci değilsin. Öğrenmek istediğim tek şey bu dilenci tasının sırrının ne olduğu.”
Dilenci, “Bu bir sır değil, bu herkesin bildiği bir şey. Dilenci tasına sadece yakından bir bak. O bir adamın kafatasından yapılmıştır” dedi.
Kral “Anlamıyorum” dedi.
“Hiç kimse anlamıyor. Adamın kafatasının içinde onun zihni var. Sen onun içine her şeyi dökmeye devam edersin ve her şey kaybolur. O her zaman daha fazlasını ister. O her zaman boştur. O her zaman bir dilencidir, onu değiştiremezsin. Onu sadece anlayabilirsin ve ondan kurtulabilirsin” dedi.
Senin de durumun bu. Eğer zihni dinlersen kendini tatmin edemezsin; eğer zihni dinlemezsen tam şu an tatmin senindir. Zihnin ıstırabı arasında seçim yapabilirsin… çünkü zihin her zaman mutsuzdur, daha fazlasını ve daha fazlasını ister; bu arzu bitmek bilmez…
Osho – Ego, Yanılsamadan Kurtulmak – Sayfa: 105