Swami Vivekananda’nın ilham verici kişiliği yıllardır Hindistan ve yurt dışında çok iyi bilinmektedir. Hindistan’ın bu tanınmayan keşişi aniden 1893 yılında Chicago’da (Amerika) düzenlenen Dinler Parlamentosu’nda Hinduizm’i temsil ederek ün kazanmıştır. Doğu ve Batı kültürü konusundaki engin bilgisinin yanı sıra derin manevi anlayışı, mükemmel konuşma ve empati becerisi, renkli kişiliği birçok akılda ve kalpte iz bırakmıştır. Swami Vivekanand’ı bir kez olsun gören veya duyan kişiler yarım yüzyıl aradan sonra bile anısını yaşatmaktadırlar.
Vivekananda’nın annesi, oğlu Hinduizm’i temsil etmek için ilk kez yurt dışına gitmeden önce, bu görev için uygun olup olmadığını anlamak adına onu yemeğe davet eder. Vivekananda annesinin özel sevgi ve şefkat eklediği bu yemekleri çok beğenir. Leziz bir yemekten sonra annesi Vivekananda’ya bir tabak meyve ve bir bıçak uzatır. Vivekananda meyveyi soyar, yer ve sonrasında annesi: “Oğlum, bana lütfen bıçağı uzatır mısın, ihtiyacım var.” der. Vivekananda hemen bıçağı uzatır. Vivekananda’nın annesi sakince: “Oğlum, sınavı geçtin ve seni yurt dışına gönül rahatlığıyla gönderiyorum” der. Vivekananda şaşırarak sorar: “Anne, beni nasıl sınavdan geçirdin? Anlamadım…”
Anne cevap verir: “Oğlum, bıçağı istediğimde, bana bıçağı nasıl uzattığını gördüm, bıçağın keskin tarafını kendi elinde, ahşap tutacağını bana doğru tuttun. Bu şekilde, elime aldığımda zarar görmeyecektim ve bu beni koruduğun anlamına gelir. Ve bu şekilde sınavı geçtin. Kendisinden çok diğerlerinin iyiliğini düşünen insanın dünyaya öğüt verme hakkı vardır ve senin bu hakkın var. Bütün iyi dileklerim seninle…”
Kendinden önce diğerlerini düşünmek – bu Vivekananda’nın yaşamı boyunca insanların kalplerine bıraktığı en önemli işaretti.
Alınacak ders: Sıradan bir insan ve nadir bulunan bir insan arasındaki farkı gösteren bazı nitelikler vardır. Herkesin iyiliğini düşünmek olağanüstü bir niteliğe girer. Gerçek asil kişi günlük yaşamdaki küçük konularda bile başkalarının mutluluğunu düşünendir. Sadece kendini düşünen insan bencil sayılır ve uzun vadede değer görmeyecektir. Ne kadar büyük bir kalbiniz varsa ve ne kadar asilseniz, o kadar çok size geri döner. Ve ne kadar dar görüşlüyseniz, o kadar az size geri döner – bu doğanın kanunudur…